9 Aralık 2010 Perşembe

FİLMLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASINDA YAŞAMAK İSTERMİYDİNİZ?


ACCESS CONSCIOUSNESS DONANIMLARI BUNU MÜMKÜN KILAR.




Geçtiğimiz aylarda gösterime giren  "Insepcion(başlangıç/başlama)" da Leonardo DiCaprio farklı realitelerin katmanları arasında seyahat ediyor  ve bunu rüyalar içinde rüyalar olarak tanımlıyordu. Her katman göründükleri haliyle aynı derecede ikna edici olmakla birlikte çoğu henüz gerçek değildi.  Leonardo DiCaprio' nun oynadığı karakter fırdöndü benzeri bir metal parçayı nihai rehber olarak kullanarak aynı oranda ikna edici görülen bu katmanların hangilerinin gerçek, hangilerinin sanal olduğunu ayırt edebiliyordu.
Son yılların en uzun soluklu seri filmi " Matrix " herkesin gerçeği kendi fantazilerinin yarattığı versiyonunda yaşadığını ileri sürüyor ve pek çoğumuzun bunu sürdürmeyi seçtiğimizi vurguluyordu.

Harry Potter romanları ve filmleri büyünün ve büyünün aslında gerçek oldukları yerlerin mutlaka var olduğunu ileri sürüyordu. Büyü ve büyücülerin paralel gerçeklikleri, otobüslerin uçabildiği, hasta bedenlerin anında iyileştikleri mekanlar gerçek ve son derece normal olan insanların hemen burunlarının dibindeydi ve Muggles olarak adlandırılıyordu.
Harry Potter romanları ve filmlerinin olağan üstü başarısı - ki yazarı K.J. Rowlings'i İngilterenin Kraliçeden sonra 2. zengin kadını yapmıştı pek çoğumuzda derin titreşimler oluşturduğunu, bizleri derinden etkilediği ortaya atılmıştı.

Çok uzun süredir unutulan bazı seviyelerde büyü ve büyünün var olduğu gerçekliğin aslında mümkün olabileceğini gerçekten biliyor olabilirmiyiz?

Pop kültürü bize ne anlatmak istiyor? Çevremizi saran ve gerçek olduğuna ikna olduğumuz her şey aslında Shakespear'in ünlü karakteri Macbeth'in dünyasında " nothing is but what is not?" ( Shakespear 'in sanatına olan saygım bu cümleyi orjinal olarak kullanmamı zorunlu kıldı, çeviride anlamını kaybedebilirim korkusunu taşıdım) olduğu yerdeki gibi kısa ömürlümü?

Access'in öncüsü Gary Douglas on yıldır aynı şeyleri söylemektedir. Gary Douglas ve Access Consciousness' daki iş ortağı Dain Heer' e göre 3 boyutlu ve gerçek olarak algıladığımız her şey aslında gerçeğin sadece bir versiyonudur ve onlar bunu Sözgelişi Gerçek ( Contextual Reality ) olarak tanımlamaktadırlar.Onlara göre pek çoğumuz tüm yaşamımızı, kendimizi bu Sözgelişi Gerçeklikle uyum  ve bizim için yararlı olmasını sağlamak için denemeler yapmakla geçiriyoruz.
Sözgelişi Gerçekliğin en belirginözellikleri dört adet soruda kendini göstermektedir. " Nasıl uyum sağlarım? Ne fayda edinirim? Nasıl kazanırım? Kaybetmekten nasıl kaçınırım?"
Kendiniz bu soruları sorarken bulursanız veya uyum göstermeye, fayda sağlamaya, kazanmaya veya kaybetmekten kaçınmaya çalışıyorsanız burada konu edilen Sözgelişi Gerçeklikten hareket ediyorsunuz demektir.
Nasıl kazanırım? sorusunu farklı olarak "içinde benim için ne var?" şeklinde soranlar olabilir, bu da pek çok kişi tarafından benimsenen farklı bir bakış açısıdır.Bu tür insani motivasyon o kadar yaygındırki pek çok satış eğitmeni satış elemanlarına satış aşamalarını ve geçimlerini sağlamalarını bu temel üzerine kurarak öğretirler.
Douglas ve Heer pek çoğumuzun konu edilen Sözgelişi Gerçekliğe uyum için yaşam boyu süren çabasının başarısız olmaya mahkum olduğunu söylüyorlar.
Onlar " Bu gerçeğin hangi bölümü yararlı olmaktadır?" şeklinde oldukça vurucu bir soru yöneltiyorlar. ABD de sürekli artan eğitim harcamalarına karşı yaşanılan başarısızlıklar, orta doğuda devam edegelen savaşlar, ülkelerin dev boyutlardaki bütçe açıkları, her yönden ve üst üste gelen ve büyük tehditler oluşturan ekolojik felaketler bu bakış açılarını geçerli kılacak niteliktedir.
Kişisel felaketler bazen para ve ilişkiler gibi tek bir alanda oluşabileceği gibi, bazen de felaketler bir alandan dğerine adeta yatay geçiş yaparlar. Katılımcıların önemli bir bölümünün ortak deneyimi sürekli düş kırıklığı, hüsran ve yaşamlarının tüm yönlerinin aynı anda yaralı olarak çalışmasını sağlayamamak olmuştur.
Douglas ve Heer bu durumun sebebini biliyorlar. Onlara göre Sözgelişi Gerçek, hepimizin alıp kabul etmeye razı olduğu Sözgelişi Gerçek işe yarar olması
için tasarlanmamıştır, bu durum özellikle yaratıcı özellikleri olan tipler için çok doğrudur. Daha fazla sorular sordukça başkalarının senin için neye inanman gerektiği yerine kendi doğrultunda gidersen bu gerçek sana o oranda faydalı olacaktır.
Herhangi bir problemi onu yaratırken kullandığımız düşünce biçimiyle çözemeyeceğimizi gözlemleyen Albert Einstein'nın bilgeliği Douglas ve Heer'in bir şeye karar vermede farklı bir gerçeklikten hareket etme önerileri birbirine benzer niteliktedir.
Çok şükürki bizler gibi felaket geçmişleri olan kişiler için Douglas ve Heer tarafından  " Sözgelişi Olamayan Gerçeklik ( Non-Contextual Reality ) "  tanımlanan farklı bir yöntem vardır.
Sözgelişi Olmayan Gerçeklik sebep yasası ve etkileri olarak ve de gerçek olduğunu varsayarak alıp kabul ettiğimiz Sözgelişi Gerçeklik dışında var olmaktadır. Bu yeni gerçeklikten hareket etmemiz için Sözgelişi Gerçeklikte kullandığımız soru kalıplarından tamamen değişik soru kalıplarını kullanmamız gerekir.
İki gerçeklik arasında geçişe yardımcı olacak sorular " Hangi soruyu sorabilirim? Ne katkıda bulunabilirim veya alıp kabul edebilirim? Hangi olasılıklar var? Hangi seçimleri yapabilirim? "
Sözgelişi Gerçeklikte bizi kitleyenler düşüncelerimiz, hissiyatımız ve duygularımız / üzüntülerimizdir. Sözgelişi Olmayan Gerçeklikte bunlarla hareket etmenin ötesine geçip bilmekten, algılamaktan ve olmaktan hareket etmeliyiz. Douglas ve Heer bunu mümkün kılacak donanımları temsil etmekte ve tanıtmaktadırlar.

Kendinizi ne zaman düşünürken bulursanız bilinki kısıtlı sözgelişi yaklaşım yöntemiyle başka bir seçim yapıyorsunuzdur. Halbuki yönteminiz soru sormak olmalı. Çok hislendiğinizde ne mümkün olabilir? diye sorabilirsiniz. Duygusal çalkantılar içinde yüzüyorsanız ne seçeneklerim var? diye sorabilirsiniz.
Daha geniş kapsamlı olan Sözgelişi Olmayan Gerçeklikten hareket ediyor olmak gerçek dünyayı red ederek hareket etmek demek değildir. Tam tersi redetmemiz aynı ikilemde ve yargıda hareket etmemiz demektir. Douglas ve Heer bunun kendimizi arıtma çabamızı kesinlikle kısıtlayan bir davranış olacağını vurgulamışlardır. Onlar daha hoşgörülü hareket etmeyi dünyadaki her şeye " sadece ilginç bir bakış açısı" olduğu şeklinde bakmayı önerrmektedirler. Bu hoşgörünün hiç bir şeyi yargılamadan herşeyi algılayan ve alıp kabul eden birlik bilinci içinde olma halini teşvik ettiğini gözlemlemişlerdir. Birlik bilincinde olma hali onlarında vurguladığı gibi tüm kısıtlı gerçekliğin hoşgörüsünü tamamlamayı da içermek zorundadır.
Gerçektende birlik bilinci içinde hareket edilmesi halinde düzenli olarak mucizelerin oluştuğunu görebiliriz.
Heer " büyü;  yaşamımızda olmasını istediğimiz birşeyin kendini göstermesi halinde onu alıp kabul etmeye gönüllü olmamızdır. " der. Paradoksal gözüksede sözgelişi gerçekliğin sınırlarından sözgelişi olmayan gerçekliğe adım atmamız aslında sözgelişi gerçeklikte size yarar sağlaması mümkün olan yegane harekettir.
Diğer sözgelişi olmayan gerçekliğe geçiş / erişim gerçek dünyamızda pek çok pratik sonuçlar doğurabilir. Meksika körfezinde oluşan petrol sızıntısı esnasında Gary yeryüzüne bunu değiştirmenin mümkün olup olamayacağını sormuş ve sürekli hayır cevabı almıştır. Bir gün cevap aniden evet oluvermiş, cevabın evet olarak geldiği gün geçici bir kapağın sızıntı oluşan deliğe başarılı bir şekilde monte edildiği günmüş.
Bu olaydan birkaç gün sonra  Gary , oluşan ekolojik hasarın giderilmesine yardımcı olmak amacıyla tüm dünyada çalışmalarını tanıyanlarına koordineli olarak enerjik çaba gösterilmesi davetinde bulundu. Koordineli enerji çalışmasını takip eden günde haber bültenleri sızıntının kaybolmaya başladığını bildirdiler.
Tesadüfmü? Tesadüf Doglas ve Heer'in hiç güven duymadıkları bir kelimedir. onlara göre tesadüf ve eş zamanlılık, yaratıcılık potansiyelimizi inkar etmek için kullandığımzı kelimelerdir.
Bizler, çok üstün güçlerle donatılmış olarak yaratılan varlıklar olarak bizler, tesadüf ve eş zamanlı kelimelerine yakıştırdığımız bu anlamın bilincinde olduğumuzda, aslında evreni bize daha fazla neleri oluşturabileceğimizi göstermesi amacıyla davet etmiş oluruz.
Douglas ve Heer'in ortak çalışmaları ürünü yazdıkları kitap "Magic: You ARE it. BE it" amazon.com dan veya http://www.accessconsciousness.com/ dan satın alınablir.
Access'in temel donanımı olan Access the Bars uygulamaları ve workshop uygulamaları ile ilgili olarak blog kanalıyla veya lbekdik@hotmail.com veya 0533 772 6834 no lu telefondan bilgi alabilirsiniz.
BUNDAN DAHA İYİ NE OLABİLİR?
Sevgi ile.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder