15 Aralık 2010 Çarşamba

HER ŞEY BU KADAR ÇABUK DEĞİŞİYORKEN YAŞAMINIZI NASIL OLUŞTURABİLİRSİNİZ?


Zaman içinde her şey değişirken, doğru olduğunu düşündüğünüz ve güvendiğiniz her şeyin aslında doğru olmadığını anladığınız zamanlarda, sahip olmayı istediğiniz yaşamı nasıl oluşturabilirsiniz?
Access Consciousness’ın donanımları hangi sosyal sınıf ya da ekonomik koşullar içinde olduğunuza bakmaksızın istediğiniz yaratımı oluşturmanıza olanak tanıyacaktır.
Bu donanımları biri soru sormaktır. Sorular evreni soru sormadığınız zamanlarda ortaya çıkarmayacağı olanaklar ve yeni yöntemleri göstermek için cesaretlendirir ve davetiye çıkartır. Ne zaman cevabı bildiğimizi düşünsek, bir soruna çözüm veya yeni bir yaklaşım yöntemi bulduğumuzu sansak diğer olasılıkları farkedemeyiz.
Son yıllardaki değişimler bize göstermiştirki doğru olduğunu düşündüğümüz pek çok şey doğru ya da en azından güvenilir olmaktan çıkmıştır.
Bu sorulardan bir tanesi “ Bundan daha iyi ne olabilir?” sorusudur. Aslında bu soru çok amaçlı bir sorudur. Arzumuz dışı hoşumuza gitmeyen bir şey oluşması halinde oluşumun nasıl daha iyiye gidebileceğini bilmek doğal olarak çok iyi olurdu. Bu soru çok güzel ve aynı zamanda ve aynı derecede kullanışlıdır. Herhangi bir güzel oluşumun bitmesini mi isterdiniz yoksa devam etmesini mi? Eğer – tamam bunun olacağı bu kadar.... gibi bir sonuca varacak olursanız durumu çok daha iyi hale getirecek olasılıkların varlığı mümkün olabilir mi?
Bu anda size güzel ve yaşanmış bir örnek anlatmak istiyoruz. Orta yaşlarda Amerikalı bir kadın Parise yaptığı gezi esnasında bu soruyu kullanmış ve harika avantajlar elde etmiş. Pariste geçirdiği 5-6 gün zarfında kaldığı oda otelinin diski salonunun üst katındaymış ve oldukça rahatsız günler geçirmiş.
Kadın Paristeki son gecesinde kendine bir iyilik yapıp otelini değiştirmek gayesiyle Champs-Elysees’in en lüks otellerinden birine girmiş. Resepsiyondaki görevli üzülerek otelde hiç boş oda olmadığını söylemiş. Kadın “ Bundan daha iyi ne olabilir?” diye sormuş. Görevli ilk defa karşılaştığı bu soru karşısında tedirgin olmuş ve bir başka görevliyi çağırmış. Diğer görevlide otelde hiç boş oda olmadığını bir kez daha tekrarlamış. Kadın tekrar “Bundan daha iyi ne olabilir?” diye neredeyse neşeyle sormuş. (Bu soruyu sorarken neşeli olmamanız çok zordur deneyin göreceksiniz) Gelen görevlide bir tedirginlik hissiyle izin isteyerek yanlarından ayrılmış ve sorumlu müdürü bulmaya gitmiş. Sorumlu müdür odasından gelerek kadına normal oda fiyatından Balayı Suitinde kalması teklifini nasıl karşılayacağını sormuş. Kadın teklifi memnuniyetle kabul etmiş ve “Bundan daha iyi ne olabilir?” diye tekrar sormuş. Müdür çok daha yaratıcı bir teklifle odasına otellerinin bir hediyesi olarak bir şişe şampanya yollayacağını belirtmiş. Kadın keyifle  “Bundan daha iyi ne olabilir?” diye sorusunu yinelemiş. Olayın bundan sonrası bize anlatılmadığı için bilemiyoruz belkide şampanya servisini boylu poslu yakışıklı bir garson yapmıştı.. neden olmasın.

Bir başka faydalı soru “Bunda doğru olan nedir ki elde edemiyorum?” sorusudur. Soru çoğu zaman eğlenceli olmayan durumlarda kullanılacak ve faydalı olacaktır.
Aniden işinizi ya da sevdiğiniz kadını/erkeği kaybettiğiniz anda sizin için tam bir yıkım oluşmuşsa da 6 ay ya da 6 yıl sonra bu kaybın sadece bir hediye değil hayatınızda başınıza gelebilecek en güzel şey olduğunu anladığınız anlar oldu mu?
“Bunda doğru olan nedir ki elde edemiyorum?” sorusu hızlı ileri sarım gibi çalışır. Size kaybetmenin daha hızla kendini gösterdiği durumlarda kazanacak olmanızın farkında olmanızı sağlayacaktır.
Bundan daha iyi ne olabilir?
Soruların işe yarar olmasındaki bir diğer özellik soruların yeni olasılıklar yaratması ve bakış açılarımızı değiştirmemize izin vermeleridir.  Bakış açılarımızdaki en küçük değişiklik - ki biz bunları yaşadık, dünyada muhteşem büyüklükte bir değişimi yaratabilir.
Pek çoğumuz sıklıkla düşüncelerimizin, duygularımızı, inançlarımızı, bakış açılarımızı gerçeğimizin bire bir yansıması olarak görme eğilimideyiz, ancak bu eğilim kesinlikle yanlış bir yorumlamadan ibarettir.
Bakış açılarınız sizin gerçeğinizi yansıtır, bunun tersi olamaz  yani gerçeğiniz bakış açılarınızı yaratmaz. Diğer taraftan kasvet, hüzün ve perişan olmayı kabul ettiyseniz evren size itaat eder ve onları da size gönderir.

Bir diğer güzel soru ise “Başka hangi olasılıklarım var?” sorusudur. Herşeyin önümüzde olduğuna inandığımız bir tuzağa düşme eğilimindeyizdir. Bu soruyu sormakla evreni  köşede pusuya yatmış bizi  mutlu etmek üzere bekleyenleri, soruyu sormanız halinde size göstermeye davet edersiniz.
Yaşamınızı son günlerde olduğundan çok daha dinamik olarak yaratmakla ilgileniyorsanız bu soruları çok daha efektif kullanmanın başka yöntemleride vardır. Yukarıdaki soruları en yalın halleri ile sorsanız dahi yaşamınızda mucizevi değişiklikler yaşarsınız, bu da çok güzel bir başlangıçtır.
Bu arada şunu belirtelimki bu soruların cevaplarını anında bilmeniz gerekmiyor.  Bu soruyu sormak yeni bir cevap aramak  -ki her cevap bir başka kısıtlama getirecektir, değildir, soruların amacı farklı olasılıkların var olduğu konusunda  algılama oluşturmaktır.
Bu soruları sorarak evrenden kendinize farklı bir şey göndermesini talep etmiş olursunuz. Bu yeni ve gelişmiş olasılıklar beklemediğiniz pek çok yeni yöntemi gösterebilirler. Bazen, evrenin olmasını talep ettiğiniz her şeyi hazır etmesi vakit alabilmektedir.
Peşinde olduğunuz şey daha çok yaşamınızı her yönü ile atağa kaldırmaksa soru olarak yaşamayı deneyebilirsiniz. Soru olarak yaşadığınızda sorular söylemlerinizi zenginleştirmekten çıkar dünyada var olma yöntemine doğru harekete geçer. Bir cevaba karar verme, sonuçlandırma, yargı ya da benzeri herhangi bir yöntem giderek artan şekilde rahatsız edici hale gelir.
Yaşamının her yönünde  etkin durumun Başka hangi olasılıklarım var? şeklinde olsaydı nasıl olurdu?
Tüm yaşamın için başka hangi olasılıklar olabilir?
Sevgi ile.
Levent

Not: Yazı access-consciousness-blog.com da yer alan bir makaleden sadeleştirilerek Türkçeye çevrilmiştir.

GÜNE SORU İLE BAŞLAMAK........


Access Consciousness kurucusu Gary Douglas her sabah güne başlarken sorulmasını tavsiye ettiği bir soru var.

" Ben bugün kimim ve hangi büyük ve muhteşem macerayı yaşayacağım?"

"50 İlk Gün" adlı filmi seyretmişmiydiniz? Filmde Drew Barrymore her yeni güne hafızası silinmiş olarak dolayısı ile her günü daha önceki günlerde ne olduğu hakkında hiç bir fikri olmadan taze, yeni bir başlangıç olarak yaşıyordu.
Tüm yaşamınızı bu tür bir alanda yaşıyor olsaydınız nasıl olurdu hiç düşündünüzmü?
Yaşamınızdaki her gün yeni bir macera olsaydı nasıl olurdu?
Bu günlerde pek çok kişi sabah kalkarken   " Kahretsin.... bu gün gene neler yapmak zorunda kalacağım?" diye sormaktadır. Bu nasıl bir sorudur? Hayır hayır bu kesinlikle bir soru olamaz. Bu bir sabit bakış açısıdır. Her sabit bakış açısı üstesinden gelemeyeceğiniz  kısıtlamalar yaratır. Hayatınızı bu şekilde mi yoksa yeni bir şeyleri deneyerek mi yaşamak isterdiniz? 
Gerçekte pek çok kişi gününün, haftasının, ve yaşamının nasıl bir şey olacağına daha henüz yaşamadan karar vermiştir. 
O kişiler soruda kalıp macerayı yaşamaktansa karar vererek yaşamaktadırlar.
Eğer seçme şansınız olsaydı yaşam olarak adlandırdığımız macerayı istemezmiydiniz?

Sevgi ile.
Levent 

9 Aralık 2010 Perşembe

FİLMLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASINDA YAŞAMAK İSTERMİYDİNİZ?


ACCESS CONSCIOUSNESS DONANIMLARI BUNU MÜMKÜN KILAR.




Geçtiğimiz aylarda gösterime giren  "Insepcion(başlangıç/başlama)" da Leonardo DiCaprio farklı realitelerin katmanları arasında seyahat ediyor  ve bunu rüyalar içinde rüyalar olarak tanımlıyordu. Her katman göründükleri haliyle aynı derecede ikna edici olmakla birlikte çoğu henüz gerçek değildi.  Leonardo DiCaprio' nun oynadığı karakter fırdöndü benzeri bir metal parçayı nihai rehber olarak kullanarak aynı oranda ikna edici görülen bu katmanların hangilerinin gerçek, hangilerinin sanal olduğunu ayırt edebiliyordu.
Son yılların en uzun soluklu seri filmi " Matrix " herkesin gerçeği kendi fantazilerinin yarattığı versiyonunda yaşadığını ileri sürüyor ve pek çoğumuzun bunu sürdürmeyi seçtiğimizi vurguluyordu.

Harry Potter romanları ve filmleri büyünün ve büyünün aslında gerçek oldukları yerlerin mutlaka var olduğunu ileri sürüyordu. Büyü ve büyücülerin paralel gerçeklikleri, otobüslerin uçabildiği, hasta bedenlerin anında iyileştikleri mekanlar gerçek ve son derece normal olan insanların hemen burunlarının dibindeydi ve Muggles olarak adlandırılıyordu.
Harry Potter romanları ve filmlerinin olağan üstü başarısı - ki yazarı K.J. Rowlings'i İngilterenin Kraliçeden sonra 2. zengin kadını yapmıştı pek çoğumuzda derin titreşimler oluşturduğunu, bizleri derinden etkilediği ortaya atılmıştı.

Çok uzun süredir unutulan bazı seviyelerde büyü ve büyünün var olduğu gerçekliğin aslında mümkün olabileceğini gerçekten biliyor olabilirmiyiz?

Pop kültürü bize ne anlatmak istiyor? Çevremizi saran ve gerçek olduğuna ikna olduğumuz her şey aslında Shakespear'in ünlü karakteri Macbeth'in dünyasında " nothing is but what is not?" ( Shakespear 'in sanatına olan saygım bu cümleyi orjinal olarak kullanmamı zorunlu kıldı, çeviride anlamını kaybedebilirim korkusunu taşıdım) olduğu yerdeki gibi kısa ömürlümü?

Access'in öncüsü Gary Douglas on yıldır aynı şeyleri söylemektedir. Gary Douglas ve Access Consciousness' daki iş ortağı Dain Heer' e göre 3 boyutlu ve gerçek olarak algıladığımız her şey aslında gerçeğin sadece bir versiyonudur ve onlar bunu Sözgelişi Gerçek ( Contextual Reality ) olarak tanımlamaktadırlar.Onlara göre pek çoğumuz tüm yaşamımızı, kendimizi bu Sözgelişi Gerçeklikle uyum  ve bizim için yararlı olmasını sağlamak için denemeler yapmakla geçiriyoruz.
Sözgelişi Gerçekliğin en belirginözellikleri dört adet soruda kendini göstermektedir. " Nasıl uyum sağlarım? Ne fayda edinirim? Nasıl kazanırım? Kaybetmekten nasıl kaçınırım?"
Kendiniz bu soruları sorarken bulursanız veya uyum göstermeye, fayda sağlamaya, kazanmaya veya kaybetmekten kaçınmaya çalışıyorsanız burada konu edilen Sözgelişi Gerçeklikten hareket ediyorsunuz demektir.
Nasıl kazanırım? sorusunu farklı olarak "içinde benim için ne var?" şeklinde soranlar olabilir, bu da pek çok kişi tarafından benimsenen farklı bir bakış açısıdır.Bu tür insani motivasyon o kadar yaygındırki pek çok satış eğitmeni satış elemanlarına satış aşamalarını ve geçimlerini sağlamalarını bu temel üzerine kurarak öğretirler.
Douglas ve Heer pek çoğumuzun konu edilen Sözgelişi Gerçekliğe uyum için yaşam boyu süren çabasının başarısız olmaya mahkum olduğunu söylüyorlar.
Onlar " Bu gerçeğin hangi bölümü yararlı olmaktadır?" şeklinde oldukça vurucu bir soru yöneltiyorlar. ABD de sürekli artan eğitim harcamalarına karşı yaşanılan başarısızlıklar, orta doğuda devam edegelen savaşlar, ülkelerin dev boyutlardaki bütçe açıkları, her yönden ve üst üste gelen ve büyük tehditler oluşturan ekolojik felaketler bu bakış açılarını geçerli kılacak niteliktedir.
Kişisel felaketler bazen para ve ilişkiler gibi tek bir alanda oluşabileceği gibi, bazen de felaketler bir alandan dğerine adeta yatay geçiş yaparlar. Katılımcıların önemli bir bölümünün ortak deneyimi sürekli düş kırıklığı, hüsran ve yaşamlarının tüm yönlerinin aynı anda yaralı olarak çalışmasını sağlayamamak olmuştur.
Douglas ve Heer bu durumun sebebini biliyorlar. Onlara göre Sözgelişi Gerçek, hepimizin alıp kabul etmeye razı olduğu Sözgelişi Gerçek işe yarar olması
için tasarlanmamıştır, bu durum özellikle yaratıcı özellikleri olan tipler için çok doğrudur. Daha fazla sorular sordukça başkalarının senin için neye inanman gerektiği yerine kendi doğrultunda gidersen bu gerçek sana o oranda faydalı olacaktır.
Herhangi bir problemi onu yaratırken kullandığımız düşünce biçimiyle çözemeyeceğimizi gözlemleyen Albert Einstein'nın bilgeliği Douglas ve Heer'in bir şeye karar vermede farklı bir gerçeklikten hareket etme önerileri birbirine benzer niteliktedir.
Çok şükürki bizler gibi felaket geçmişleri olan kişiler için Douglas ve Heer tarafından  " Sözgelişi Olamayan Gerçeklik ( Non-Contextual Reality ) "  tanımlanan farklı bir yöntem vardır.
Sözgelişi Olmayan Gerçeklik sebep yasası ve etkileri olarak ve de gerçek olduğunu varsayarak alıp kabul ettiğimiz Sözgelişi Gerçeklik dışında var olmaktadır. Bu yeni gerçeklikten hareket etmemiz için Sözgelişi Gerçeklikte kullandığımız soru kalıplarından tamamen değişik soru kalıplarını kullanmamız gerekir.
İki gerçeklik arasında geçişe yardımcı olacak sorular " Hangi soruyu sorabilirim? Ne katkıda bulunabilirim veya alıp kabul edebilirim? Hangi olasılıklar var? Hangi seçimleri yapabilirim? "
Sözgelişi Gerçeklikte bizi kitleyenler düşüncelerimiz, hissiyatımız ve duygularımız / üzüntülerimizdir. Sözgelişi Olmayan Gerçeklikte bunlarla hareket etmenin ötesine geçip bilmekten, algılamaktan ve olmaktan hareket etmeliyiz. Douglas ve Heer bunu mümkün kılacak donanımları temsil etmekte ve tanıtmaktadırlar.

Kendinizi ne zaman düşünürken bulursanız bilinki kısıtlı sözgelişi yaklaşım yöntemiyle başka bir seçim yapıyorsunuzdur. Halbuki yönteminiz soru sormak olmalı. Çok hislendiğinizde ne mümkün olabilir? diye sorabilirsiniz. Duygusal çalkantılar içinde yüzüyorsanız ne seçeneklerim var? diye sorabilirsiniz.
Daha geniş kapsamlı olan Sözgelişi Olmayan Gerçeklikten hareket ediyor olmak gerçek dünyayı red ederek hareket etmek demek değildir. Tam tersi redetmemiz aynı ikilemde ve yargıda hareket etmemiz demektir. Douglas ve Heer bunun kendimizi arıtma çabamızı kesinlikle kısıtlayan bir davranış olacağını vurgulamışlardır. Onlar daha hoşgörülü hareket etmeyi dünyadaki her şeye " sadece ilginç bir bakış açısı" olduğu şeklinde bakmayı önerrmektedirler. Bu hoşgörünün hiç bir şeyi yargılamadan herşeyi algılayan ve alıp kabul eden birlik bilinci içinde olma halini teşvik ettiğini gözlemlemişlerdir. Birlik bilincinde olma hali onlarında vurguladığı gibi tüm kısıtlı gerçekliğin hoşgörüsünü tamamlamayı da içermek zorundadır.
Gerçektende birlik bilinci içinde hareket edilmesi halinde düzenli olarak mucizelerin oluştuğunu görebiliriz.
Heer " büyü;  yaşamımızda olmasını istediğimiz birşeyin kendini göstermesi halinde onu alıp kabul etmeye gönüllü olmamızdır. " der. Paradoksal gözüksede sözgelişi gerçekliğin sınırlarından sözgelişi olmayan gerçekliğe adım atmamız aslında sözgelişi gerçeklikte size yarar sağlaması mümkün olan yegane harekettir.
Diğer sözgelişi olmayan gerçekliğe geçiş / erişim gerçek dünyamızda pek çok pratik sonuçlar doğurabilir. Meksika körfezinde oluşan petrol sızıntısı esnasında Gary yeryüzüne bunu değiştirmenin mümkün olup olamayacağını sormuş ve sürekli hayır cevabı almıştır. Bir gün cevap aniden evet oluvermiş, cevabın evet olarak geldiği gün geçici bir kapağın sızıntı oluşan deliğe başarılı bir şekilde monte edildiği günmüş.
Bu olaydan birkaç gün sonra  Gary , oluşan ekolojik hasarın giderilmesine yardımcı olmak amacıyla tüm dünyada çalışmalarını tanıyanlarına koordineli olarak enerjik çaba gösterilmesi davetinde bulundu. Koordineli enerji çalışmasını takip eden günde haber bültenleri sızıntının kaybolmaya başladığını bildirdiler.
Tesadüfmü? Tesadüf Doglas ve Heer'in hiç güven duymadıkları bir kelimedir. onlara göre tesadüf ve eş zamanlılık, yaratıcılık potansiyelimizi inkar etmek için kullandığımzı kelimelerdir.
Bizler, çok üstün güçlerle donatılmış olarak yaratılan varlıklar olarak bizler, tesadüf ve eş zamanlı kelimelerine yakıştırdığımız bu anlamın bilincinde olduğumuzda, aslında evreni bize daha fazla neleri oluşturabileceğimizi göstermesi amacıyla davet etmiş oluruz.
Douglas ve Heer'in ortak çalışmaları ürünü yazdıkları kitap "Magic: You ARE it. BE it" amazon.com dan veya http://www.accessconsciousness.com/ dan satın alınablir.
Access'in temel donanımı olan Access the Bars uygulamaları ve workshop uygulamaları ile ilgili olarak blog kanalıyla veya lbekdik@hotmail.com veya 0533 772 6834 no lu telefondan bilgi alabilirsiniz.
BUNDAN DAHA İYİ NE OLABİLİR?
Sevgi ile.


 

7 Aralık 2010 Salı

Access the Bars

Access’in başlangıcı, The Bars’ dır.
Bars uygulaması başımızda yer alan, 32 enerjetik şarj noktasına parmaklarla yumuşacık dokunularak yapılır. Bu noktaların aktive edilmesi ve enerji blokajlarının kaldırılarak, enerjinin bu noktalardan akıp gitmesi sağlanır.
Şifa, zaman, umut, farkındalık, yaratıcılık, güç, yaşlanma, cinsellik, para v.s. ile ilgili düşünceleri, fikirleri, inançları ve kararları depolayan 32 enerjetik elektrik şarj noktalarında tıkanan enerjinin akışı sağlanınca, blokajlar çözülmeye başlar. Bu sanki bilgisayarınızın hard diskinden eski ve işe yaramaz dosyaları silmeye benzer. Böylece yaşamımızda yaratmak istediğimiz yeni şeylere yer açmış oluruz.
Yaklaşık 1 saat süren bars seansı sırasında beyin dalgaları yavaşlar, çocukluktan gelen davranış biçimleri, inanç sistemleri ve bakış açıları temizlendikten sonra, hayatınızda daha çok “ Var” olabilmeye “An’da” kalabilmeye başlarsınız. Yani, geçmişinizi geleceğinize yansıtmadan, tam anlamıyla geleceğinizdeki olasılıkları, kısaca hayatınızı değiştirebilirsiniz.

Bende geçtiğimiz temmuz ayında eşim Canan'nın israrlı çabaları ve yönlendirmesiyle bizzat kendisinden Bars Uygulayıcısı dersleri aldım ve Access Bars Uygulayıcısı oldum. Eşim bu tekniği Türkiye de ilk uygulayanlardan biridir ve şu anda Access Bars Facilitator ünvanına sahip olup bu konuda eğitim vermeye devam etmektedir.
Bars uygulaması diğer yöntemler gibi tek tek geçmiş olaylar ve hatıralarla ilgilenmemesi ve direkt olarak, merkezden, yani kendinizden yola çıkıp, tümden gelen iç gücümüzü fark ettirmek ve bu merkezi dışarıya doğru yaymayı amaçlar. Minimum efor, tam akış ve bilinçlilik sağlamak, bu sistemin özelliğidir.
İç gücümüz açığa çıktığında, farkındalığımız genişler ve farkındalığımızın genişlemesi iç gücümüzün artışını destekler. Böylece spiral halinde gelişip yükselen bir sıçrama döngüsü başlar.
 Access size nelere izin vermediğinizi ve KENDİNİZİ hangi örtülerle sarmalayıp gizlediğinizi fark ettirir. Bu ise köklü ve total bir dönüşüme sebep olur.
Uygulamalar ve derslerle ilgili detaylı bilgiyi blog kanalıyla veya lbekdik@hotmail.com adresinden ulaşarak alabilirsiniz.



Tüm yaşam bize kolayca, neşeyle ve ihtişamla gelir.

Sevgi ile.

6 Aralık 2010 Pazartesi

How does it get any better?

ACCESS CONSCIOUSNESS

Hayatınızda istediğiniz gibi gitmeyen şeyleri değiştirip, halihazırda istediğiniz gibi giden şeyleri geliştirip, büyütmenin bir yolu olsaydı nasıl olurdu ? Access, hayatınızda istediğiniz gibi gitmediğini düşünüğünüz herhengi bir alanı değiştirebilmemiz için tasarlanmış araçlar, teknikler,sistemler ve düşünceler tarzıdır. İstediğiniz her ne ise, …daha çok para, daha çok olasalıklar, daha çok cinsellik, aradığınız her ne ise, size hedeflerinizi belirleyip, onlara ulaşmanızı sağlayacak teknikler sunar.

Farkındamısınız?

Doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerimiz,akrabalarımız, çevremiz,öğretmenlerimiz ve toplumumuz  tarafından, aslında  bize ait olmayan çeşitli  yargılarla donatılıyoruz.Ve biz kendi gerçeğimizi , aslında kim olduğumuzu unutuyoruz.Yargılar  her zaman hayatımızda kısıtlamalar yaratıyor. Hayatımızı bu kısıtlamalarla yaşamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, gerçekde değişmesini  istediğimiz şeyleri  değiştirme imkanımız olmuyor.
Beynimiz büyük bir kapasitör gibi çalışır. Elektrik şarjı tutar. Duygularımızın, düşüncelerimizin ve hislerimizin elektrik yükü vardır. Bunlar belirli noktalarda tutulurlar. Ne zaman bir şeye anlam yüklersek, önemli olduğunu düşünürsek onu beynimizde depolarız. Tıpkı dev bir bilgisayar hard diski gibi.
Tabi hepimizin zaman zaman kendi bilgisayarlarımızdaki hard diski temizlediğimiz ve yeni bilgilere yer açtığımız gibi beynimizinde benzeri bir temizliğe ihtiyacı vardır.

ACCESS ENERGY TRANSFORMATION  bulabileceğimiz en hesaplı ve en hızlı tekniktir, bize sonsuz olasılıklar ve sonsuz yardımlaşmanın mümkün olabileceğini gösterir.

 Access yaklaşık 20 sene önce, California Santa Barbara da yaşayan Gary Douglas tarafında ortaya konmuş ve geliştirilmiştir.
Hayatımızda daha çok berraklık, kolaylık, neşe, ihtişam ve bilinç yaratmak üzere tasarlanmış bir dizi araçlar ve süreçlerden oluşur.
Hayatımızın her alanında “ an “da kalabilmemizi ve “farkında “olmamızı sağlar. Bize farkındalık ve Bilinç kazandırmak için tasarlanmıştır.
Bilinç daha fazla olanak, daha fazla seçenek ve hayattan daha fazlasını alabilmek için sürekli olarak farkında olabilme yeteneğidir.
Access size gerçekte olduğunuz sonsuz varlığın bilincinde olmaya ve olduğunu sandığınızın da ötesinde bir hayat yaratmaya davet eder.
Sonsuz bir varlık olarak sonsuz algılama, bilme, olma ve kabul etme haliyle hareket ederiz.
Access’in amacı sizin hayattan daha fazlasını almanız için, kendinizi açmanızı sağlar. Her zaman başka bir seçim yapma şansınız olduğunu hatırlamanızı sağlar.
Sizlere Access Consciousness teknikleri ile ilgili bilgi aktarmaya devam edeceğim.
Sevgi ile.
Levent