5 Aralık 2012 Çarşamba

ANTİDEPRESANLAR ÇÖZÜM MÜ?


Son günlerde gazetelerin bir bölümünde ve internet sayfalarında haberi gördüm. "Türkiye de antidepresan kullanımı son 9 yılda %160 artmış bir yıldaki antidepresan tüketimi 37 milyon kutuya yaklaşmış" İlginç değil mi?
Access Consciousness™’ un resmi blog sayfasında yer alan bir yazıya göre de benzeri araştırmaların çok sıklıkla yapıldığı ABD de 2000 li yıllarda antidepresan tüketiminin dikkat çekici biçimde artmış olduğu, antidepresan reçetelerindeki artışın 1996-2005 yılları arasında %100 olduğu rakamlarla sabit. En kötü koşullar haricinde antidepresanların faydasız olduğunu kanıtlayan uzman raporlarına rağmen artışta ki bu patlamaya dikkat çekilmiş.
Psikiyatrist Peter Greggin ve Sosyolog David Karp yaptıkları araştırmalar sonucunda antidepresanların bedenin sahip olduğu serotonin – ki serotonin depresyonu önlemek için gerekli olan maddedir, üretme kabiliyetini yok ettiğini bulmuşlardır. Yani bir başka deyimle antidepresan kullanmakla, başlangıçta olduğunuzdan daha fazla depresyona girme durumuyla karşılaşabilirsiniz.
Eğer depresyonu daha etkili, hiçbir yan etkisi olmayan ve ilgi gösteren her kes tarafından rahatlıkla kullanılabilecek bir iyileştirme ya da en azından yeni bir uygulama ya da teknik olduğunu bilseydiniz, bunu kullanmak yararınıza olmaz mıydı?
Başımızda yer alan 32 noktaya parmak uçlarıyla yumuşakça dokunularak uygulanan Access The Bars® bu 32 nokta da kilitlenip kalan tüm olumsuzlukların eriyip gitmesini sağlayacak, yaşamınızda köklü değişiklikler yapmanıza yardımcı olacaktır.
Hiçbir yan etkisi ve zararı olmayan Access The Bars® seansından elde edilecek en kötü netice kendinizi o ana kadar yapılmamış kadar etkili bir masaj yapılmış gibi hissedecek olmanızdır.
Access The Bars® seansları ile ilgili olarak lbekdik@hotmail.com ya da 0533 772 6834 no. lu telefonumdan temas kurarak bilgi alabilirsiniz.
Sevgi ile.
Levent

26 Ekim 2012 Cuma

Access Consciousness' un uçuk - kaçık dünyasına giriş.


Bars’ın Access’in çılgın ve uçuk – kaçık dünyasına giriş noktası olmasının bir nedeni var biliyor musunuz? O neden şudur; Bars alıp kabul etme kapasitemizi açar. Alıp kabul etmemek dışında yaşamda her hangi bir güçlük yoktur... Para, seks, farkındalık, yargı... Eğer her şeyi alıp kabul etmeye gönüllü olursak, seçimlerimizle her şeyi elde eder ya da edemeyiz.

Basit görünüyor değil mi? Öyleyse evrenimizde çok daha fazla alıp kabul etmeye nasıl izin vereceğiz? Buna Barlarınızın ne sıklıkla tutulmasına gönüllü olacağınızı sorarak başlayabilirsiniz. Her gün? Her hafta? Arada sırada? Ne zaman olursa? Daha fazlasını seçmek neye mal olurdu?

Birde başka bir perspektiften bakalım: Alıp kabul etmeyi reddettiklerimiz üstesinden gelemeyeceğimiz bir kısıtlamaya neden olur ve yıllık gelirimizi belirler. Evet, bu gerçekten böyle çalışmaktadır! Bu yaşamınızla ilgili size bir şeyler açıklıyor mu? Evet mi? Mutsuz bir beraberlikten sonra bir ayrılık yaşadığınızda gelirinizin azaldığını hiç fark ettiniz mi? Başka bir kişiye yaşamınızı kapattığınız zaman kendi alıp kabul etmenizi de kapatıyor olduğunuz hiç aklınıza geldi mi?

Herhangi bir zamanda herhangi bir şeyi veya bir kişiyi evrenimiz den çıkardığımızda kendimizi de evrenimizden çıkartıyor oluruz... bu kendimizin içinde olmadığı bir gerçeği yarattığımız anlamına gelir! Olmadığımız bir yerde alıp kabul etmek nasıl kolay olabilir? Alıp kabul edebilmek farkında olmanın ve yaşamınızdaki değişiklikleri yaratmanın özüdür, çekirdeğidir.

Öyle ise, bunu yaptığınız her yeri ve her yerde, herkesten her şeyi alıp kabul etmeye gönüllü olmadığınız her anı yıkıp, yaratımını iptal eder misiniz lütfen?

Şu anda yaşamınızda var olan her şeyi kaybetmeye ve her şeyi kabul etmeye istekli olmalısınız. Alıp kabul etmeye gönüllü olmadıklarınız, yaşamınızda nelere sahip olamayacağınızı belirler. Alıp kabul etme tümüyle farkındalıktır. Alıp kabul etmeye istekli olmadıklarınız kendinizi yargılamanıza neden olur. Burada bir şeyleri alıp kabul etmeyi reddettiğiniz için bir sorununuz var diye kendiniz yargılamak zorundasınız. Alıp kabul etmeye isteksiz olan sizsiniz.

Eğer hayatınızda değiştiremediğiniz bir şey varsa işte size onunla ilgili bir uygulama:

Eğer alıp kabul etmeye istekli olsaydım bütün gerçeğimi değiştirecek olan neleri alıp kabul etmeyi reddediyorum? Bunların hepsini, ortadan kaldırın, vazgeçin, geçersiz kılın, düzeltin, terk edin, yok edin ve yaratımını iptal edin lütfen.

Bars Seansları için daha detaylı bilgiyi 0533 772 6834 cep telefonumdan veya lbekdik@hotmail.com e-posta adresimden bana ulaşarak alabilirsiniz.

Tüm yaşam bize kolaylıkla, neşeyle ve ihtişamla gelir.

Sevgi ile.
Levent

23 Ekim 2012 Salı

Neden ya da Niçin sözcüklerini Neden ya da Niçin kullanmamamız gerektiğini hiç dikkate aldığınız oldu mu?

Soru sormak Access Consciousness' un en önemli araçlarından biridir. Ancak "Niçin" ya da "Neden" sorusunu sormak tavsiye edilmemektedir. Neden ya da Niçin olduğunu hiç dikkate aldığınız oldu mu?

Bu soruları sormak 4 yaşındaki bir çocukla sohbet etmekle karşılaştırılmaktadır. "Gökyüzü neden mavi?", "Çimenler neden yeşil?""Neden?", "Niçin?", "Neden?" Bütün bunlar sizi bir yerlere ulaştırıyor mu? Yoksa sürekli sağa dönüş yapmak ve yeteri kadar zamanın varsa daireyi çizip başladığın yere dönmek gibi mi?

Neden ya da Niçin kelimelerini kullanmakla ilgili ortak inanış değiştirmeden önce o soruya cevap bulmak istememizdir. Bir başka deyişle, alışkanlıklarımız ve uygulamalarımızın tümüyle işlevsiz olduğunu bilsek bile, bunu neden ya da niçin yaptığımızı bilinceye kadar değiştiremeyiz.

Neden ya da Niçin sorusunu aynı zamanda diğerlerinin yaptıkları seçimleri Neden ya da Niçin yaptıklarını anlamak için sorarız. İnsanlar bizim asla yapmayacağımız seçimleri yaptıklarında bunu Neden ya da Niçin yaptıklarını çözebilirsek bu seçimi anlayacağımızı düşünürüz.

Access Consciousness' un kurucusu Gary Douglas buna hayır demektedir. Gary' e göre bu durum bizi kilitlemekte olan büyük bir yanılgıdır. İnsanlar seçebildikleri için seçerler, nokta.Herhangi biri bize "bu seçimi yaptık çünkü..." diyerek yaptıkları şey sadece delice seçimlerinin nedenlerini ve uygunluğunu anlatmaktır.Bu bir yalandır.Pek çok seçim için sebep yoktur - insanlar seçerler çünkü seçebilirler çünkü bunu yapabilirler.

Bu delice seçimlerini Neden ya da Niçin yaptıklarını anlamaya çalıştığımızda kendimizi tuzağa çekmiş oluruz. Birisini anlamak onların evrenine girmek ve onu kopyalamaktır. Eğer delice seçimler yapan birini anlamak için çaba içine girdiysek sadece onların deliliklerini kopyalarız. Peki bizi en çok ilgilendiren şey bu mu?

Eğer yaşamını etrafında sana cazip gelen çılgın dünyadan yapmak yerine kendi gerçeğinden yaratmak istiyorsan Neden ya da Niçin kelimelerine olan bağımlılığından kurtulmak o yöne yapacağın en büyük adım olacaktır. Yukarıda belirtilen bütün nedenlere ek olarak herhangi bir şey için Neden ya da Niçinin var olduğuna inanıyorsak bu bizi her şeyin doğrusal neden ve etkilerin olduğu kısıtlı gerçekliğe geri götürür. Kesinlikle hepimiz o yönteme yönelme konusunda eğitildik ya da cesaretlen dirildik ama bu gerçekten doğru mu? Hayatınızı yaşarken olayların sana kabul etmeni öğrettiklerinin çok daha ötesinde gelişigüzel olduğunu fark etmediniz mi?

Bu, Neden ya da Niçin sorusunun komik bir taklidi değil mi?

Bu yazıdaki bilgiler Access Consciousnes Foundation 3 te yer alan hayat değiştirmeye hazır araçları içinden alınan çok küçük bir örnektir.

Access Consciousness' un temeli Access The Bars dır. Seanslar ya da eğitimlerle ilgili daha detaylı bilgi için benimle temas kurabilirsiniz.

Yazı Access Consciousness' un resmi blog sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Yazının aslına http://access-consciousness-blog.com/ linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.

Bundan daha iyi nasıl olur?

Sevgi ile.
Levent



6 Ekim 2012 Cumartesi

Baş ağrınız aslında "Bars" ağrısı olabilir mi?

"Bars" ağrısı nedir? Bunu daha önce bir kaç kez yazdım biliyorsunuz "Bars" başımızda bulunan ve her biri yaşantımızın belli bir alanıyla ilişkide bulunan ve 32 noktadan oluşan bir dizindir. Para, beden, cinsellik, yaratıcılık, neşe, kontrol, farkındalık, bu dizinin içinde yer alan noktalardan bir kaç tanesidir.

Bu noktalar arada sırada günlük yaşantımızda, başımızda ilişkide oldukları bölgede gerilim veya yoğunluk hissi deneyimlememize neden olacak biçimde aktive olurlar.

Başınız hangi bölgelerinde kendi kişisel baş ağrılarınızı deneyimliyorsunuz? Baş ağrınızın nedenlerinin organik sebepler değil de başımızda bulunan baş ağrısı noktalarının sorunları ve enerjileri temizlemek üzere ortaya çıkardığını biliyor olsaydınız hemen bir ağrı kesici ilaca sarılır mıydınız?

Peki baş ağrısı nereden başladı? Nereden başlamış olursa olsun orada bir "Bars" noktasının yer alması büyük bir olasılıktır. Ağrı başınızın arka tarafından mı - ki tipik migren ağrılarının başlangıç noktasıdır,başladı? O bölge gücün ne olduğuyla ilgili düşünceleriniz yer aldığı "Güç Bandı" bölgesidir. Yoksa ağrınız başınızın alın bölgesinde mi başladı? Eğer başlangıç noktası kaşlarınızın ortası gibi bir bölgedeyse o bölge üzüntü ve neşeyle ilgilidir.

Burada akla gelen bir başka soru çektiğiniz ağrının baş ağrısı mı yoksa "Bars" ağrısı mı olduğunu nasıl anlayacaksınız? Çok basit bir yöntemi var. Sadece sorun. Evet, evet hem de yüksek sesle adeta bağırarak sorun; Bu ağrı baş ağrısı mı yoksa "Bars" ağrısı mı? Başınızda yer alan noktalarda biri veya bir kaçı kendini sanki orada daha az katılık, daha çok boşluk varmış gibi daha hafif hissettirecektir işte ağrıya neden olan noktalar orasıdır.

Yani baş ağrınız aslında "Bars" ağrısı ise işte bu durumda "Barların" çalıştırılması çok rahatlatıcı bir deneyim olacaktır. Ve bütün yapacağınız şey sırt üstü yatıp uzanmak, rahatlamak ve "Bars Seansını" alıp kabul etmektir.

Evet, sorun "Bars" ağrısı ise giderilmesi bir başka deyişle temizlenmesi bu kadar kolaydır. Başınızda yer alan 32 "Bars" noktasına yapılacak yumuşak dokunuşlar sadece baş ağrınızı gidermekle kalmayacak belki de YAŞANTINIZIN TÜMÜYLE DEĞİŞMESİNE neden olacaktır.

Daha ayrıntılı bilgi için 0533 772 6834 no. lu telefonu veya lbekdik@hotmail.com adresini kullanarak benimle temas kurabilirsiniz.

BUNDAN DAHA İYİ NE OLABİLİR?

Sevgi ile.
Levent






4 Ekim 2012 Perşembe

Bilinçli olmak nakit akışınızı değiştirebilir mi?

Bilince Erişim (Access Consciousness) tarif edilirken sıklıkla "hayatınızda yolunda gitmeyen herhangi bir şeyi değiştirmek için yardımcı olacak araçlar ve uygulamalar bütünüdür" açıklaması yapılır. Bu bütünün içinde yer alan önemli önerilerden biri "DIŞLAMA YOK" tur.

Peki "Dışlama Yok" un nakit akışı ile ne alakası var diye sorabilirsiniz. Şunu kabul edelim ki dışlama bir yargı sonucu ortaya çıkan eylemdir. Öyle ya, birini yargılayıp onun hakkında hüküm vermeden onu dışlayabilir misiniz? Tabi böyle bir dışlamayla parayı da dışlamamış olmanız mümkün mü? Tabi ki değil, gelin bir örnekleme yapalım.

Diyelim ki saçlarını garip renklere boyamış, her tarafında garip küpeler takılı tiplerden hoşlanmıyorsunuz.Bu gibi tipleri size önerebilecekleri ne olursa olsun hayatınızda olması ilginizi çekmiyor ve istemiyorsunuz.Sorun o ki bu gibi tipleri hayatınızdan dışladığınız anda onlardan veya sizde aynı tür titreşimler oluşturan ki bunlar sarışın mavi gözlü de olabilirler, kişilerden gelmesi mümkün olabilen parayı da dışlamış oluyorsunuz.

Yaratım ve üretiminin hayal edebileceğimizden çok daha doğrusal olduğunu göz önüne alacak olursak, birilerini veya bir şeyleri hayatımızdan dışlamanın getireceği zararlar da hayal ettiklerimizden çok daha fazla olacaktır. Aslında birilerini veya bir şeyleri hayatımızdan dışlamak çok aptalca olur, çünkü birisi veya bir şey olmadan ya da yapmadan onu yargılamamız mümkün değildir.

Kaldı ki dışlamanın nakit akışımızı sekteye uğratabileceği sadece kişileri dışlamakla da oluşmaz. Yaşamınızda şu ana kadar olmasının mümkün olmadığı kararını vererek hangi nakit kaynaklarını dışladınız? Bunu düşünmek ister miydiniz?

Bazı insanlar çalıştıkları işi tek nakit kaynağı olarak görürler ki bu kaynağı çalışma saatleri veya süreleri ile kısıtlamaktan başka bir şey ifade etmemektedir. Kimileri içinse tek kaynak kazanılacak bir piyangodur. Bu bakış açılarıyla kaç tane daha olası parasal kaynağı dışladıklarını tahmin edebiliyor musunuz?

Gelin kendiniz bir iyilik yapın ve sorun;
"Ya dışlamaya son verseniz neler olurdu?" 
"Bütün  nakit akış yöntemleri içinde kaç tane daha fazla yöntem sizin için hazır bekliyor?"
"Bu adımı atmak size neye mal olur?"




Access The Bars Bilince Erişim araçları ve uygulamalarındaki temel aşamadır. Bu konuda daha fazla ayrıntı için beni arayabilirsiniz.

Kolaylıkla, neşeyle ve ihtişamla.

Sevgi ile.
Levent



3 Ekim 2012 Çarşamba

MUTLULUĞUN BARLARI


Bilinç, farkındalık ve birlik yargılama olmaksızın her şeyi içine alır.

Hayatını yaşamaya gayret ediyorsun böylece her zaman mutlusun. Mutsuz tarafın bile sensin. Tümüyle sensin ve bunların hiç biri doğru ya da yanlış değildir! Bunlar sadece seçimdir.

Bazen doğru yolda olmak veya yanlış yolda olmak ve birisi bilinçlilik diğeri değil şeklinde bir saptama yapmaya gayret ederiz. Bunların hepsi bilinçtir çünkü sadece seçimdir. Eğer sadece önümüzdeki 10 saniye için seçim yapsak, bir şeyi neden seçtiğimizi hatırlamasak, sadece seçim yapsak ne olurdu? Bunun sebebi ya da bir gerekçesi yoktur. Seçim yaparız… ve sonra tekrar seçim yaparız.

Daha başka neyi değiştirmek veya seçmek isterdin?

Mutsuz olmayı seçebiliriz. Çoğu zaman yapmayız. Huysuz olmayı seçebiliriz. 
Çoğu zaman bu sadece Bars Seansı almaya fena şekilde ihtiyacımız var demektir.

Arayın daha fazlasını paylaşalım.

Kolaylıkla, neşeyle ve ihtişamla.

Levent

6 Eylül 2012 Perşembe

Ya acı, sonsuza kadar sürmek zorunda olmasaydı?


Bedeniniz geçirdiği her sarsıntıyı hatırlar, ya da en azından genel beden ve psikolojik terapilerde elde edilen verilere göre böyle olmaktadır. Bununla birlikte ya böyle olması gerekmiyorsa? Ya bedeniniz sadece kısa dönem hafızaya sahipse? Bedeninizde oluşan bu sarsıntıyı daha önce göz önüne almadığınız biçimde hafiflik ve rahatlıkla atlatmak daha kolay olmaz mıydı?
Access Consciousness’ un kurucusu Gary Douglas ve iş ortağı Dr. Dain Heer bedenlenmenin, somutlaşmanın muazzamlığını ortaya çıkarmak adına hem kendileri ve hem de bireysel ya da grup çalışması olarak hastaları için büyük bir özveriyle çok fazla zaman ve enerji sarf ettiler. Bu çalışmaya bir soru ile başladılar. Merak ettikleri şey “Eğer bedenlenme, somutlaşma (sadece bedeni değil bütün bu gerçekliği somutlaştırma) muazzamlık değilse o zaman biz sonsuz bir varlık olarak neden tekrar ve tekrar bedenlenmeyi, somutlaşmayı seçiyor” olduğumuzdu.
Bedenlenmeyi, somutlaşmayı sadece fiziksel beden değil ama etrafımızı saran fiziksel gerçekliğin her alanına bütünüyle dalmış ve bütün bunları muazzam olarak tecrübe eden olarak tanımlamışlardır. Bedenlenme, somutlaşmada ki muazzamlığı ortaya çıkarmak onları bedenin enerjetik anlamda iyileştirilmesiyle ilgili pek çok yöntemi geliştirmeye yönlendirmiştir.
Aslında bunu iyileştirme olarak düşünmemişlerdir, bunu size bilinci kazandırmak ve sonra bunun neticesinde bedenin değişmesi olarak görmüşlerdir. Douglas’ a göre bedeniniz dahil hiçbir şey size problem yaratamaz yeter ki siz o alanda bilinçsizlik göstermeyin. Douglas insanlar iyi etmenin onlara bilinçli olmak konusunda ilham vereceğine inanıyordu ancak bunun doğru olmadığını ortaya çıkardı. Bunu ortaya çıkarması Gullian Barre  (sinir sistemi hastalık grubu, ileri derece kas güçsüzlüğü ilaç tedavilerindeki sonuçları oldukça şüpheli bir hastalık) nedeniyle tedavi görmekte olan bir hastaya 3 saatlik bir seans yapmasından sonra oldu. Hastanın odasına girdiğinde hasta nın kasları öylesine güçsüzdü ki çatalı bile tutamadığı için hastayı hemşire tarafından yemek yedirilirken buldu. Onun durumunda bir hasta için yapılacak tek ilaç tedavisi işe yaraması halinde 24 saat içinde netice vermesi gerekirdi, kayıtlara göre 36 saattir herhangi bir ilerleme görülmemişti. Douglas hastaya 3 saat süreyle Access Enerjetik Beden Uygulaması seansı yaptı. Hasta kısa sürede normal görüntüsüne geri döndü ve Douglas odadan çıkarken hasta telefonu kaldırıp görüşme yapmaya başlamıştı. Hasta rekor sayılacak sürede hastaneden çıkıp fizik tedaviye başladı.
Bu mucizevi iyileşmeye rağmen hasta Douglas’ a asla bir soru veya bunu nasıl yaptığını sormadığı gibi Douglas’ ın tüm dünya da yardımcı olduğu bilinçlenme konusuna da her hangi bir ilgi göstermemiştir. Oysa bunun tam tersi olarak Douglas ve Heer’ in seminerlerine katılan ve daha bilinçli olan kişiler genelde ister özel bir sorun veya ağrı ya da sadece duyu olsun bedenlerindeki bütün gelişmeler konusunda daha bilinçli hale gelmişlerdir. Sadece bedenleriyle birlikte daha fazla mutlu olarak değil, bedenleri bu mutluluğu daha esnek ve aynı zamanda daha genç gözükerek belli etmişlerdir. Douglas ve Heer işte bu olay sonrasında iyileşmenin bilinci değil bilincin iyileşmeyi yarattığını öğrenmişlerdir.
Peki, ama bir türlü kurtulamadığımız gibi görünen ve uzun süre yaşanan sarsıntılara ne demeli? İçimizde 15 yaşın üstünde olup bir türlü iyileştiremediğimiz geçmiş döneme ait sarsıntıları taşıyarak dolaşmayan kim var? Bedendeki bu acıyı yaratan, her ne kadar uzun sürerse sürsün, ağrıya ya da ağrının nedenine ilişkilendirdiğimiz sabit bakış açısıdır.
Sabit bakış açısının güçten düşüren etkisini kanıtlayan bu örnek emeklilerin evlerinde veya yaşlı adamların takıldıkları yerlerde dolaşmaktadır. Uzun süre tutulan bu sabit bakış açılarının etkisini bedeninizdeki enerjide, akıcılıkta ve neşede ( ya da neşe eksikliğinde) görebilmek oldukça kolaydır. Ya henüz yaşlı değilseniz? Bu size nasıl uygulanabilir? Bu sabit bakış açıları neye benzemektedir? Sabit bakış açıları pek çok şekil alabilirler. Örneğin bir kaza esnasında ne olduğu veya bunun bedenin için ne demek olduğu konusunda bir karar verebilir veya bir sonuca varabilirsin, işte bu karar veya sonuçlandırma bir sabit bakış açısıdır ve seni iyileşmekten alıkoyabilir ve ağrının bedenine kilitlenmesine neden olabilir. Yaşanan darbeyle ilgili ortaya çıkan bu kararlar ya da sabit bakış açıları darbenin bedenine süresiz olarak tıkanıp kalmasını sürdürür. Bununla ilgili herhangi bir tepki darbeyi bedenine kilitler. Bununla ilgili fırında unutulan tavukla bir hikaye var. Tavuğu yanmaktan kurtarmaya odaklanan biri fırına dalıp tavuk tepsisini çıplak elleriyle çekip dışarı çıkarmış. Ancak daha sonra bu hareketi yapmadan önce belki de fırın eldiveni kullanması daha iyi olur diye düşünmüştür. Ne ısıya ve ne de yanmanın kaçınılmaz olacağı konusunda bir tepkisi olmaması nedeniyle 350 derecelik fırından tepsiyi çekip alırken ellerinde yanma acısı, su toplaması veya herhangi başka bir yanık hasarından acı duymamıştı. Ya da, kendisinin de belirttiği gibi “ısı seni yakar” varsayımını sahip olduğu tüm diğer düşünceler ve görüşler gibi değişmez gerçek olmayabilir ancak zorunlu olarak sadece bir bakış açısıdır şeklinde göz önünde bulundurmuş olabilir.
Bu felsefeyi bütün yaralanmalara uyarlarsak, bu yaralanmalar çok daha az oluşup, çok daha az sarsıcı ve belki de sakat bırakan olaylar yerine sadece bir çentik deneyimlemiş olmaz mıydık? Böyle bir şey neye benzerdi? Onun iddiası   “ Bıçaklandığınızda, bağırmak yerine kendi kendimize ‘ aman tanrım bıçaklandım’, ‘vay canına bu çok ilginç’ desek bu durumda ne acı ne yaralanma olur.” “Aman tanrım! İlginç bakış açısı değildir”. Diyelim ki Douglas’ ın sihirli güçleri olan bir sihirbaz ya da mutasyona uğramış biri olarak düşünüyorsun, ancak şunu göz önünde bulundur, onun müşterileri aynı deneyimleri yeniden yaşamaktadırlar. Bir müşterisi elinin içiyle çok sıcak ütüye dokunmasını anlattı. Isıyı hissetmiş ve Douglas’ ın tavuk/fırın hikayesi aklına gelmiş ve bütün o yanma, su toplama ve acı rutinin yaşaması gerekmediğinin farkına varmış. O gün ilerleyen saatlerde ütüye dokunan eliyle, diğer eli arasında hiçbir fark yokmuş, ütüye hangi eliyle dokunduğunu bile hatırlamamış! Birkaç yıl sonra aynı kadın ütüyü bu kez ütü masasından karnına düşürmüş. Sıcak ütü karnını acıtmakla kalmamış aynı zamanda yakmışta. Kadın ilginç bakış açısı durumunu hatırlamayarak “amma boktan durum çok acıttı” demiş. Bu yaralanma sonucu yanma, su toplama ve sızıntı günlerce devam etmiş.
Bütün bunların sizin için yeni bilgiler olduğunu varsayalım, biriktirdiğiniz sarsıntılar için yapabileceğiniz bir şey var mı? Kesinlikle! İşte Access’in inanılmaz Beden Uygulamaları burada devreye girmektedir. Şu anda Access Consciousness Beden Dersleri El Kitabında 44 farklı Beden Uygulaması vardır, her biri bedende iyileşme yaratan farklı enerjilerdir. Bu iyileşme bedeninizin o yaralanma esnasındaki sabit bakış açınızın iptal edilmesi ile oluşan iyileştirmedir. Bu nazik dokunuşlarla yeteri sayıda sabit bakış açısı iptal edildiğinde bedeniniz darbeyi artık daha fazla üzerinde tutmak zorunda kalmayacaktır. Bedeninize kilitlenen bu darbelerden yeteri kadar iptal edildiğinde, aslında sahip olmak üzere tasarlandığı gibi sabit bakış açılarımızla darmadağın ettiğimiz iyileşme için sınırsız kapasiteye sahip olduğu duruma geri döner.
İkinci Access Consciousness Sınıfı Foundation da yer alan Beden Uygulamalarından birinde “Cellular Memory (Hücresel Hafıza)” adılı bir araç vardır. Dayanak noktası bir hücrenin yaralandığında, yaralanma esnasındaki kutuplaşmaya takılıp kaldığının gözlemlenmiş olmasıdır. Yaralı dokunun aldığı şekil, normal sağlıklı doku gibi işlevsel değildir. Cellular Memory ‘ i sizler dahil herkes öğrenebilir. Bütün yapacağınız şey elinizi yaralı doku üzerine yavaşça koyup “Cellular Memory, point of creation, turn” ( Hücresel Hafıza, yaratım noktası, dön ) diyeceksiniz. Büyük ihtimalle elinizde ısı veya karıncalanma yada sızlama hissedeceksiniz. Eliniz yaralı doku üzerinde hissettikleriniz azalıncaya ya da soğuyuncaya ki bedenin o an için yeteri kadar iyileştirici enerji aldığını size göstermenin bir yoludur, kadar hafifçe tutun. Bunu herkes öğrenebilir ve bunu yaparak birini incitmeniz mümkün değildir.
Access Consciousness sınıflarında bunu öğrenen bir kadın bu yöntemi yolda yürürken bir deliğe bastığında işittiği ses üzerine bileğini kırdığını anladığında kendi üzerinde uygulamış. Enerjiyi düzenli olarak kendi üzerinde kullanıyormuş. Bileğine kan toplamış, buda incindiğinin kesin göstergesiymiş, ancak üç hafta süreyle düzenli olarak “Cellular Memory” uygulaması yaparak hiç ağrı çekmemiş. Ya belki de bu yaşamınızda yeterli darbe deneyimlediğiniz ve çekebileceğiniz tüm acıları çektiğinizi düşünmüyorsanız? Bunu kolaylıkla düzeltebilirsiniz. Olarak bedenimize girdiğimizde, geçmiş yaşamlarımızdaki yaralanmalar hakkındaki tüm bakış açılarımızı da beraberimizde getiririz. Evet, bu gerçekten ağır bir yüktür ama şimdi en azından, Access Consciousness’ ın Beden Uygulamaları var olsun, bütün bunları iptal etme yöntemimiz var.
Access Consciousness’ ın temel dersleri olağanüstü iyileştirme sağlayan dokunma metodu öğreneceğiniz bir günlük Access The Bars ile başlar. Elle yapılan bu uygulama alıp kabul etme kapasitemizin kapılarını açar ki bu yaşamımızı her yönüyle etkiler. Bu nazik dokunuşun sadece bedenimizi değil tüm oluşumuzu ve hayatımızı değiştirmesi sadece bir örnektir. Foundation ve Level 1 Access’ in ikinci ve üçüncü temel dersleridir.
Access The Bars uygulama seansı için 0533 772 6834 no lu telefonu veya lbekdik@hotmail.com adresini kullanarak benden, temel dersler ve beden dersleri için 0532 732 4861 no. lu telefonu veya cananbekdik@hotmail.com adresini kullanarak eşim Canan dan bilgi alabilirsiniz.
Bu yazı Access Consciousness Blog Sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Yazının aslına http://access-consciousness-blog.com/2011/12/what-if-pain-didn%E2%80%99t-have-to-be-forever/ linkini kullanarak ulaşabilirsiniz.
Tüm yaşam bize kolayca, neşeyle ve ihtişamla gelir.
Sevgi ile.
Levent