27 Kasım 2013 Çarşamba

Kafanızı Kumdan Çıkarın ve Hayatınızı Yaratın!

Kafanızı kuma gömmenin, mümkün olduğunu bildiğiniz hayatı yaratmak tan daha kolay olduğuna mı kara verdiniz?

Bir an için işte, ilişkilerde, ailede, hayatta aşkta ve bu realitede nasıl olmanızın beklendiğini eğer satın almak zorunda kalmasaydınız hayatınızın ne kadar kolay olabileceğini sadece hayal eder misiniz?
Eğer her şey olabilseydiniz ne olmayı seçerdiniz?
Eğer her şeyi yaratabilseydiniz neyi yaratmayı seçerdiniz?
Ve eğer şimdi bunu seçemiyorsanız o zaman ne halt ediyorsunuz?
“Kafanızı Kumdan Çıkarın ve Hayatınızı Yaratın” Gary Douglas ve Dr. Dain Heer’ in birlikte verdikleri bir seminer. Yaklaşık 90 dakikalık, eğer kafanızı herkesin realitesinin kum havuzundan çıkartıp kendinizinkini yaratmaya istekli olduğunuzda gerçekten neler mümkündür ün keşfi.

İşte size Gary ve Dain den kafanızı kumdan çıkartıp, hemen şimdi mutluluğa ve daha fazla kolaylığa doğru ilerlemenize yardımcı olacak bazı araçlar:

1) Minnettar olun: Eğer şükran duyuyorsanız yargınız olamaz. Sorun: Bu gün ne için minnettarım?
2) Beklemeyin – yaratın! Eyleme geçin! “Bin millik seyahat bir adımla başlar” Bu sadece bir seçimdir. Bu gün gerçekten hoşlanacağınız hayatı yaratmak için farklı ne olabilir veya yapabilirsiniz? Ve sonra da seçin.
3) Soru sorun: Yanlışa düşmektense sorun “bunda doğru olan nedir ki elde edemiyorum?” Bu sizi hendeklerden dışarı çıkarır.
4) Bu gün sizi besleyecek bir şey yapın! Ha babam de babam bir şeyler yapmakla meşgul müsünüz? Kendinize, kendinizi ve bedeninizi beslemek için her gün 1 saat verin. Tabiata çıkın, köpüklü bir banyo ya da sizi eğlendirecek bir şeyler yapın.
29 Kasım da Çevrimiçi katılım için link:  Www.AccessConsciousness.com/CreateYourLifeOnline

Kolaylık, neşe ve ihtişamla…

Levent

Bu yazının aslı “Access Consciousness®” blog sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Aslının ve sadeleştirilmiş tercümenin kaynağını belirtilmek suretiyle paylaşabilirsiniz. Yazının İngilizce aslını okumak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
http://access-consciousness-blog.com/2013/11/get-your-head-out-of-the-sand-and-create-your-life/

25 Ekim 2013 Cuma

Bilim Adamları Access Consciouness®’ un Aracı Olan Soru Sormanın, Bilime Nasıl Uygulanabileceğini Keşfettiler.

Access Consciousness®’ un anahtar araçlarından biri soru sormaktır. Çok satan kitaplar yazarı ve Access Consciousness®’ un kurucusu Gary Douglas sık sık “Soru güçlendirir, cevap güçsüzleştirir” demektedir. Access’ in 10 kuralının en zor uygulananı çoğu zaman bu olmaktadır, bunun nedeni belki de okulda hatta okuldan bile önce cevapları bulma konusunda üzerimize çok fazla baskı yapılmasındadır.  

1600 lı yılların sonlarında Güç ve Yerçekimi Kanunlarını ve Kalkülüs’ü bulan Isaac Newton bunları yaparken o zaman bilmesi gereken bütün bilimi biliyor olmalıydı, şimdi ise öylesine çok bilgi var ki aslında bilim adamlarının bunların hepsini bilebilmesi imkansız, hatta kendi bilim dallarında olsa bile.

Modern liselerin talebeleri bilim hakkında muhtemelen Newton dan daha çok şey biliyorlardır, ancak yine de pek çok kişi bilimi “hakikatin nüfuz edilemez dağı” olarak görmektedir.

Columbia Üniversitesinde Biyoloji Bilimleri Başkanı olan Stuart Firestein “Bilim Adamları bile, onu görmezden gelme dışında, bu dağ ile başa çıkamamaktadır”, “Kendi alanlarında bile yalnızca en dar biçimde bilgi sahibi olan uzmanlar için bu aptalca ve potansiyel olarak tehlikeli bir durum yaratmaktadır” demektedir.
Firestein, kendi kendini “Süslü Ph. D.” olarak tanımlamasına rağmen bırakın fizik raporlarının iki cümlesini bile gözden kaçırmayı beklememesini bir yana, bağışıklık bilimi ya da hücre biyolojisi bilimindeki bazı raporların, kendi bilim dalı olan nörobiyoloji de olduğu gibi onu çok şaşırttıklarını kabul etmektedir.  
Ya bu aslında iyi bir şeyse? Firestein en azından bunu yazan bir bilim adamı, çünkü hakikat öylesine yoğun ve kahredici ki, aslında bize, bilimin keşfettiği geometrik olarak katlanan hakikat yığınlarını kullanmamız konusunda izin veren şey, sorular olmaktadır.
Firestein “Bilim Adamını bilim adamı yapan şey çok bilmek değildir”, “ Bilim Adamını, bilim adamı yapan şey cahilliktir” diye yazar.
Newton ile Einstein arasında ki en önemli fizikçi olan James Clerk Maxwell “Tamamen bilinçli cahillik… Bilgide her gerçek gelişmenin başlangıcı işte budur” demiştir.
Cahillik sorulara yönlendirir, tıpkı Gary Douglas’ ın çok sıklıkla işaret ettiği gibi.

Oyun yazarı George Bernard Shaw bir keresinde Einstein la kadeh tokuştururken düşüncesini şöyle dile getirmiştir:  “Her yeni keşif 10 yeni soruya yol açar”
“Bilimin bu bakış açısı – cevaplardan daha çok sorularla ilgili olması – rahatlatıcı bir şey olmalı” diyen Firestein devamında “ Bu durum bilimi daha az tehdit edici ve çok daha fazla dostça, aslına bakarsanız, eğlenceli kılmaktadır” demiştir.  
“Sorular aynı zamanda daha fazla erişilebilir ve daha sık olarak cevaplardan daha ilginçtir; cevaplar süreci sona erdirmek eğilimindedir, halbuki sorular sizi bir şeylerin yoğunluğu içinde bırakır.”
“Eğer bilim adamları jargon krallıklarıyla gözünüzü yuvalarından dışarı çıkartmaktansa sorular hakkında konuşsalar ve medya sadece yeniş keşifleri değil cevap verilen soruları ve yarattıkları bilmeceleri raporlasalar ve eğitimciler zaten Wikipedia da yer alan hakikatlerin arasında dolaşmayı bıraksalar, halkı belki de geçen 15 nesildir devam eden bu muhteşem maceraya bir kez daha bağlanmış bulabiliriz.”
İlgiyi bilimsel gerçekler ve cevaplardan, sorulara aktarmak şu anda dünya gezegeninde ihtiyaç duyulan değişimi yaratabilir. Bu da değişim yaratmayı bir maceraya dönüştürebilir.
Firestein’ ın  Scientific American Nisan 2012 sayısında yer alan tavsiyesi hepimize hizmet edebilir: “O nedenle bir bilim kadınına rastlarsanız, ona ne bildiğini sormayın, neyi bilmek istediğini sorun. Bu çok daha iyi bir sohbet olacaktır – her ikiniz içinde.”

KOLAYLIK, NEŞE VE İHTİŞAMLA.
A.Levent Bekdik

Soruda yaşamanın gücü,  www.accessconsciousness.com web sitesinde var olan bütün Access Consciousness® Temel Seminerleri,kitapları ve kayıtlarında ortaya çıkartılan bir araç ve yaşam biçimidir.  

Bu yazının aslı “Access Consciousness®” blog sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Aslının ve sadeleştirilmiş tercümenin kaynağını belirtilmek suretiyle paylaşabilirsiniz. Yazının İngilizce aslını okumak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

20 Ekim 2013 Pazar

Ya GERÇEKTEN nelerin olup bittiğinin farkında olmaya istekli olsaydınız?

Hayatınız daha kolay olur muydu? Dünya daha fazla değişim olasılıklarına sahip olur muydu?
Farkında mısınız tam olarak emin değilim ama dünya muhteşem bir hızla değişiyor… Ve eğer siz daha fazla farkında olmayı seçer ve talep ederseniz, etrafınızda olup bitenlerin çok daha fazla farkında olursunuz. Bu kimi zaman baş döndürücü olabilir. Bunu fark eden oldu mu? Tamam diyelim ki öyle peki ya bu çok iyi bir şeyse? Ya etrafınızdaki her şeyle birlikte var olmaya ve onlarla birlikte dönmeye istekli olsaydınız?
Bilincin size vermiş olduğu şeylerden bir tanesi, size gerçekten mevcut olma, huzur ve alan olma hissi veriyor olmasıdır. Bu Access’ in araçlarını kullanmaya başladıktan sonra kullananların çoğunun fark ettiği büyük değişikliklerden biridir. Tabi bu bir şeylerin “durağan” olduğu anlamına gelmez. Ancak bilinçte hiçbir şey sonuçlandırılmaz ve tamamlanmaz, değişmeye ve hareket etmeye devam eder.
İnsanlar genelde bilincin ne olduğu fikri konusunda hataya düşüyorlar. Çoğu kişi bunun bize maneviyatta ve metafizikte öğretildiği gibi en büyük amacın çakılı, sakin ve hareketsiz kalmak olduğu ve bununda var olmak anlamına geldiği fikrini taşımaktadır. Bu var olmak değildir, sadece küçük ama çok küçük bir parçasını teşkil etmektedir.
Access araçlarının anahtarı ve sundukları şey tümüyle mevcut olma yeteneği ve çekip gitmemektir. Aslında sizler etrafınızdaki her şeyle birlikte ve agresif biçimde mevcut olmaya isteklisiniz. Etrafınızda olup biten her şeyin farkında olmak ve çeşitli durumlar karşısında yaratmak ya da değiştirmek istediğiniz her neyse bunu gerektirecek enerjiyle birlikte her şeyi ele almak istersiniz. Agresif demek bu mevcudiyetinizi kimsenin sizden çekip alamaması demektir; bir başka deyişle hangi durumla karşı karşıya olursanız olun sizin orada kalmayı ve kendiniz olmayı seçmenizdir.
Ve işte o mevcudiyet aynı zamanda bir şeylerin sizin mümkün olacağını düşündüğünüzden çok daha hızlı oluşmasına izin verir. Size dünyanın dönüş hızı içerisinde alan hızıyla işlevsel olma kapasitesi kazandırır. Ya hemen şimdi sormaya başlasanız; Bunun üstesinden gerçekten olduğum hız ve kolaylıkla gelebilmek için hangi alan olabilirim?
 Ondan sonra hepimiz neler yaratabiliriz?
KOLAYLIK, NEŞE VE İHTİŞAMLA
Levent
Bu yazının aslı “Awareness Revolution” blog sayfasından sadeleştirilerek tercüme edilmiştir. Yazının aslı Dr. Dain Heer' e aittir. Yazıyı aslının ve sadeleştirilmiş tercümenin kaynaklarını belirtmek suretiyle paylaşabilirsiniz. Yazının İngilizce aslını okumak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
http://theawarenessrevolution.wordpress.com/2013/10/11/what-if-you-were-willing-to-know-what-is-really-going-on/